8 Kasım 2017 Çarşamba

Biz de Üç Kişiydik

Üç ayrı yürek
Üç ayrı sevdadan ayrı
Bir arabayla yoldalar, Sevda'dan gayrı.

Biri anası, diğer ikisinin.
Biri babası, diğer ikisinin.
Biri hem ablası, hem kızı diğer ikisinin.

Biri hu der, yolum hak
Birinin hikayesi müstehak,
Biri halk der, helak olacak bu halk.

11 Eylül 2017 Pazartesi

Sessizliğimiz

Öyle büyüktü ki sessizliğimiz,
Gecenin aydınlanmasına
Ve denizin huysuzlanmasına sebep oluyordu.
Henüz eyerlenmiş bir kısrak gibi.

Ve yorgun düştüğümüzde konuşmamaktan
Gündelik şeylerle meşgul ettik birbirimizi.

22 Ağustos 2017 Salı

Bir Yetişkin Düşüncesizlik

Hayat oldukça güzel,
En azından küçük bir çocuk için.
En azından bazıları için.
Ve beklentiyle şekillenir her şey.

Bir yetişkin düşüncesizlik
Kırabilir küçücük gönülleri aynı evrende.
Bizlere çok da uzak olmayan bir yerde.

Bir gelin arabası olur, kırmızı ışığa takılır bazen.
Bir umut olur, fakirliğin ne olduğunu bilmekten aciz
Ama fakirlere.

Özenle, ıslatılarak kapatıldığı halde
Boşluğu inanılmaz bir zarfa bakmanın acısını
Dalga dalga yayar
Dalga geçer 
Geçer gider. 

18 Temmuz 2017 Salı

Herkesin Daha Güzel Bir Hayatı Olabilirdi

Herkesin daha güzel bir
Hayatı olabilirdi
Ben de dahil.

Küçük çocuklar deliksiz uyurdu.
Bir kadın, vurulmazdı belki
En can alıcı yeri olan
Topuğundan
Bir ayakkabı tarafından.

Atılan her adımda hem canı,
Hem de ayakları yanmazdı
Ömürleri çok kısa olan
Tatilcilerin,
Gittikleri güney şehirlerde.

Şapka çıkarırdı
Tarama engelli olanlar
Ve o küçücük cihazın yokluğu
Kat'i suretle değiştirmezdi
Sevgi sözcüklerinin işitilme seviyesini.

Sanki ilk defaymış,
Sanki son defaymış gibi
Sevinirdi birbirini gördüğüne
Gelin ve damat,
Damat ve halasının oğlu.

Ve her haliyle,
1'den sonsuza,
Akıllıdan deliye,
x'ten kimsesize,
x'ten piçe,
x'ten y'ye yani...

Yani gün batımının kızıllığında
İkna edilmiş bir bakireye kadar...

Herkesin daha güzel bir hayatı olabilirdi.
Ben de dahil.
Ben hariç.




18 Haziran 2017 Pazar

Babalar Günü

Ben bu şehrin sokaklarında babası ile el ele yürümemiş bir çocuğum. Hayatımın en komik yanı da bu galiba.

Hiçbir akşam eve gelmesini beklemediğiniz bir babanız varsa, ona baba demezsiniz. 

Babasız geçen bir hayatınız ve hayatının babasız geçtiğine tanık olduğunuz tanıdıklarınız varsa, kızarsınız dünyaya.

İçten içeriye doğru akan sıcak bir sevgisizlik sarar etrafınızı, sıklıkla. 

Babanızın dünyada olup olmaması önemli değildir, önemli olan sizin dünyanızda olup olmadığıdır aslında. 

Bir yanınız hiçbir zaman büyümez. Çocukluk kalır hep aklınızın bir tarafında. 

Çocukları da sevemezsiniz ama. Belki de ben sevemedim aslında.

Ben hiçbir şehrin sokağında babası ile el ele yürümemiş bir çocuğum. Hayatımın en acıklı yanı da bu galiba.


Etrafı sevgisizlikle sarılı tüm yetimlere baba olmuş adam Müslüm Gürses'e hürmetle...

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Mülteci

Alıştık artık eline ekmek parası alabilmek için otoban kenarlarında koşturanlara.

Simit satanlara alıştık en önce, trafikle yaşamaya alıştıktan hemen sonra.

Gişelerden hemen önce muz satanlara da alıştık. Ok ve yay satanlara da.

Sosyetik semtlerde çiçekçilere alıştık, arabadaki kadının yanında ezilip büzülmeye, utandırılmaya alıştık.

Bozuk telefon şarjı satanlara da, öküz arabası satanlara da alıştık.

10 gram fındığa, kağıt helvaya alıştık artık.

Hatta hiçbir şey satmayana da alıştık. Kocaman harflerle AÇIM yazıp her biri bir yere yetişmeye çalışan insanları durdurmaya çalışanlara da alıştık. 
Onların açlığına da alıştık daha kötüsünü söylemek gerekirse.

Ama çaresizliğe alışmayalım. 

Çünkü çaresizlik insana, BİM'in önünde peçete sattırır. Kartondan bir kutunun üstüne oturtur insanı, başını taşa eğdirir ve utandırır açlığı, yokluğu ve yoksulluğu. 



Göç etmiş bir kadın bedeninde...

16 Mayıs 2017 Salı

Buz Dağının Şiiri

'Ben buz dağının şiirini yazıyorum, görünmeyen kısmını'

Demiş Zarifoğlu.

Ben de artık buzlara yazıyorum.

Buz dağının görünmeyen kısmına yazdıklarım battı. 
Hem ne olacaktı ya?

Bilerek yaptım bunu, hayata yeni bir pencere açmak gibi bir fikrim vardı.

Bir mutluluğu tamamlamak, yarım kalan bir hayata devam etmek gibi.

Öldürüldüğüm yerden doğup, gün doğumunu izlemek gibi mesela.

İşe giden herkesi durdurup ikna edecektim halbuki, 
Çalışmanın insanlığımızı tükettiğine.

Sonra da hep beraber fotoğrafını çekecektik tüm küçük mutlulukların. Ancak bu kadar büyük bir kalabalıkla mümkündü çünkü, etrafımızdaki heyecanı ölümsüzleştirebilmek. 

Ve ben, değil mutlulukları ya da anları, 
Canları ölümsüzleştirecektim.

Yataktan çıkmak zorunda olmayanların duasıyla cennete yürüyecektim. 
Büyük hayırlara vesile olacaktım.

Sonra yoruldum.

Birden bire kesildi yaşama olan ilgim ve biletleri yerime satın alan kişiye saygısızlık olmasın diye izlemeye devam ettim komik olmayan popüler filmimi.

Sonuna kadar gülmeyeceğimi bilerek.


3 Mayıs 2017 Çarşamba

Başka Türlü Aydınlık


Parlak camları mıydı saatlerin
Yoksa parlak gözleri miydi zencilerin
Aydınlatan geceyi, bilmezdim.
Bir saat alıp kırdım,
Ve öğrendim.

20 Nisan 2017 Perşembe

Atina'da Zaman

Ve ben sırtımı
Tüm bu neşeli ve dingin kalabalığa döndüğümde
Bir yanı ucuz, sarı lambalarla aydınlanan
Diğer tarafı rengarenk 
Ve sıcacık ışıklarla insanı karşılayan bu meydan
Yeminler etti
Bir daha kırmayacağına ruhunu hiçbir gezginin. 

11 Nisan 2017 Salı

Komser Şekspirsizleriz

Bizim Komser Şekspirlere ihtiyacımız var. 'O koca koca koltukları bırakacak adamlara'

Bilenleriniz vardır, bilmeyenlere kısaca;

Sonu değişmeyecek bir senaryoda ufacık bir fark yaratmak için varını yoğunu ortaya koyan bir adamın, hasta kızının son günlerini mutlu geçirmesi için büyük fedakarlıklar yapan büyük bir babanın hikayesini anlatan bir film.

Öylesine uyuştuk ki imajlarla, altında yatan ruhları unuttuk.

Öylesine bağlandık ki araçlara, dışlarında kalan yaşamları unuttuk.

Öylesine daldık ki uzaklara, ayak ucumuzda açan çiçekleri unuttuk.

Öylesine sarıldık ki bizim olmayanlara, bizim olmadıklarını unuttuk.

Bizimle ilgili olmayan ne varsa, onlara tutunduk ve birilerinin gelip bizi kurtarmasını bekliyoruz. Doğum yapmak üzere olmasına rağmen güvenli sığınağını bulamamış hamile bir kedinin çaresizliği içinde...