Bugüne kadar
Komünist bir şair görürdük.
Duraktan az uzakta sıradan bir bankta eğlenirdi.
Yalnızlığını kan davalımız gibi kovalar, yanına otururduk.
Kendimizle tanışır gibi kendimizi anlatırdık her seferinde.
Küçük, beyaz bir de köpeği vardı.
Adı Lila mıydı, neydi?
Yarından önce
Su döküyoruz kıvançla ardından.
Ya da rüzgardan bir ilmek geçirip boynuna
Tekme atıyoruz taburesine
Ölmekte olan bir balık gibi silkeleniyor
Öğrenmeye ve öğretmeye adanmış günlerimiz.
Bugünden sonra
Kalın kaplı bir defterde ve sararmış kağıtlarda
Çürümüş poşetler içinde ve bantlanmış karton kutularda
Yazın bile serin bir odada
Hayatta kalması uygunsuz ve çirkin böceklerle
Yangınını bekliyor yarısı yanmış hikayelerimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder